Safir ve yakut bulutlarıyla kaplı gezegen

Gökbilimciler, Dünya’dan 1000 ışık yılı uzaklıktaki bir gaz devinin atmosfer koşullarını inceledi.

Bilim insanları, ilk kez Güneş Sistemi dışındaki çok uzak bir gezegenin hava durumu özelliklerini detaylı olarak inceledi. Dünya’dakilere benzemeyen bulutların safir ve yakuttan oluştuğu belirtiliyor.

Nature Astronomy dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, Dünya’dan yaklaşık 1000 ışık yılı uzaklıktaki gaz devi ‘HAT-P-7b’ gezegeni (diğer adıyla ‘Kepler-2b’), Kepler Uzay Teleskobu ile incelendi. (1 ışık yılı = Yaklaşık 10 trilyon kilometre). Cygnus (Kuğu) Takımyıldızı’ndaki bu gezegen, Dünya’dan 16 kat büyük bir gaz devi. Yani Jüpiter’e benziyor.

Kendi yıldızına çok yakın bir mesafedeki yörüngesinde ilerleyen HAT-P-7b’nin sadece bir yüzü güneşine bakıyor. Bu yüzden gezegenin bir tarafı hep gündüz, diğer yüzü ise hep geceyi yaşıyor. Gezegenin aydınlık kısmındaki ortalama sıcaklık yaklaşık 2100 derece. Gece tarafında ise 1300 derece. Aşırı fark yüzünden ekvatoral bölgesinde çok şiddetli rüzgarlar esiyor.

566452main_million_670
İllüstrasyon: NASA

Rüzgarlar, gece tarafındaki bulutları gündüz bölgesine doğru taşıyor. Bulutlar, aşırı gündüz sıcağı ile buharlaşmadan önce bir süre aydınlık tarafta da ilerleyebiliyor ve ışığı yansıtabiliyor. Bulutlar tamamen buharlaşmadan yıldızın ışığını kesiyor ve gündüz yüzündeki ‘sabah’ saatlerini biraz “serinletebiliyorlar”. Yani gündüz sıcaklığını yaklaşık 1700 dereceye indirebiliyorlar. (Bu, Dünya’da demiri eritebileceğiniz bir sıcaklık). Gökbilimciler, bulutların ışığı yansıtabildiği bu anları, aynı zamanda gezegenin en parlak ışığı yaydığı nokta olarak belirledi.

Bulutlar Dünya’dakilere benzemiyor. Hangi maddeden oluştukları kesin bir şekilde bilinmiyor. En güçlü teori; elmastan sonraki en sert mineral olan korindon. Dünya’da kırmızı renkte olanı yakut, öteki renklerde olanı ise safir olarak biliniyor. Zaman zaman görünüp kaybolan bu bulutların değerli madenlerden oluşmaları büyük bir ihtimal.

image_848_1.jpg
HAT-P-7b gezegeni (solda) ile etrafında döndüğü yıldız (sağda). (Fotoğraf: Hubble)

Peki bu bilgilere nasıl ulaşılabiliyor? Bilim insanları, çok uzak bir dünyanın atmosfer koşullarını modellemek için o gezegenden yansıyan ışığa odaklanıyor. Bazı gezegenler kendi güneşlerinin sıcaklığı ile ısınır. Eğer o gezegen bulutluysa, etrafında döndüğü yıldızın ışığını çeşitli şekillerde yansıtır. Gezegenin ışığındaki değişiklikleri görebilir ve böylece yabancı bir dünyanın yüzey parlaklığının bir haritasını oluşturabiliriz. Gelişmiş teleskoplar, değişik filtreler sayesinde ışığı farklı detaylarıyla inceleyebilir, yabancı bir gezegenin atmosferindeki elementleri tespit edebilir. Gezegenin birden çok yörüngesini gözlemlersek, o parlaklığın her yörüngede nasıl bir değişime uğradığını görebiliriz ve gezegenin atmosferinin zaman içinde nasıl değiştiğini öğrenebiliriz.

Önümüzdeki yıllarda uzaya fırlatılacak yeni nesil gelişmiş teleskoplar (NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ile Avrupa Uzay Ajansı’nın PLATO Teleskobu), bizlere uzak dünyaların atmosfer koşulları hakkında daha kesin bilgiler sunacak.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir