Yıldızlararası dev ‘baloncuk’ (Video)

Dünya’dan 7100 ışık yılı uzaklıktaki bu devasa baloncuğu içindeki yıldız aydınlatıyor.

Hubble Uzay Teleskobu, bir yıldızın etrafını çevreleyen ‘baloncuk’ görünümlü dev bulutsuyu görüntüledi.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı (ESA) kontrolündeki teleskop, büyüleyici bir gözlem gerçekleştirdi. Etkileyici sahne, şimdiden Hubble’ın en seçkin koleksiyonları arasında yer aldı.

Dünya’dan 7 bin 100 ışık yılı uzakta bulunan ve ‘Bubble Nebula’ (Kabarcık Bulutsusu) ismiyle bilinen ‘NGC 7635’ ilk kez 1787 yılında İngiliz astronom William Herschel tarafından keşfedildi. (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre).

maxresdefault-1
NGC 7635 – Bubble Nebula (Hubble/NASA)

Fotoğrafın büyük ve orjinal haline buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz: NASA

Cassiopeia (Koltuk) Takımyıldızı içinde bir sabun baloncuğu gibi görünen nebula, aslında içerisindeki parlak yıldız ‘Sao 20575’ tarafından ışıklandırılan bir gaz ve toz bulutu. Yaklaşık 7 ışık yılı genişliğinde ve saatte 100 bin kilometre hızla genişlemeyi sürdürüyor. İçindeki yıldız, Güneş’ten 45 kat daha fazla kütleye sahip ve 400 bin kat fazla enerji yayıyor. Baloncuk, yıldızın çok güçlü etkisiyle büyümesini devam ettiriyor. Zira yıldızdan açığa çıkan gaz, saatte 6,4 milyon kilometre hızla yayılan solar rüzgarlar oluşturuyor.

Teleskop, objenin fotoğrafını yakalamak için bünyesindeki Wide Field Camera 3’ü (Geniş Alan Kamerası 3) kullandı. Görüntü aslen 4 farklı görselin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. Uzaya fırlatıldığı 1990 yılından beri birçok çığır açıcı keşfin yapılmasını sağlayan Hubble Uzay Teleskobu, yerini 2018 yılının Ekim ayında faaliyete geçecek James Webb Uzay Teleskobu’na bırakacak.

Güneş benzeri yıldızın görkemli ölümü

Kuğu Takımyıldızı’nda nükleer yakıtını bitiren bir yıldız, gezegenleşme öncesi nebula evresine giriyor.

Evreni izlemek için uzaya fırlatıldığı 1990’dan bu yana insanoğlunun pek çok keşif yapmasını sağlayan emektar Hubble Uzay Teleskopu, 3 bin ışık yılı uzaklıktaki Egg (Yumurta) Nebulası’nda, Güneş’e benzeyen bir yıldızın yok oluşunu gözlemledi.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ile Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın ortak projelerinde kullanılan teleskop, nükleer enerjisini bitirip ömrünün sonuna yaklaşan bir yıldızın ‘kıyametini’ fotoğrafladı. Bilim insanları, yok olan yıldızın büyüklük, kimyasal bileşim ve sıcaklık gibi özelliklerinin Güneş’e benzediğini belirtiyor. sonHubble’ın 3 numaralı geniş açılı kamerasıyla elde edilen bu görüntü, ‘gezegenleşme öncesi nebula (bulut kümesi) sürecini’ gözler önüne seriyor. Bu evrede ölmekte olan yıldızlar, dönüşüm safhalarında iyonlaşan ve parlayan gaz kümelerini uzaya saçmaya başlıyor. Giderek genleşen yıldızın merkezindeki aşırı sıcaklık, gazları harekete geçiriyor ve binlerce yıl boyunca uzayın karanlığında parlamasını sağlıyor.

Gökbilimciler, ölüm safhasının ne zaman başladığını, saçtıkları ışığın parlaklığına göre hesaplayabiliyor. Cygnus (Kuğu) Takımyıldızı’nda, ilk olarak 40 yıl önce keşfedilen Egg Nebulası, ancak çok güçlü teleskoplar tarafından görülebiliyor.

Satürn’ün en yeni fotoğrafı büyüledi

Cassini uzay aracı 1,2 milyon kilometre mesafeden Satürn’ü fotoğrafladı.

Güneş, Satürn’ün kuzey yarım küresine ve kutup bölgesine böyle doğdu. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), bu eşsiz güzellikteki gezegenin en yeni fotoğrafını yayınladı.

Cassini uzay aracı tarafından 9 Eylül günü çekilen fotoğraf, gezegene ve halkalarına yaklaşık 1,2 milyon kilometre mesafeden bir bakış açısı sunuyor. Sırlarla dolu altıgen kutup bölgesi tüm aydınlığı ile dikkat çekiyor. Altıgen şekli oluşturan fırtınaya tam olarak neyin sebep olduğu bilinmiyor.

buyuk

Kutupta olduğu gibi, bulutların daha alçaktan seyrettiği bölgeler koyu renklere bürünmüş. Satürn’ün kuzey yarım küresi yaz mevsimine yaklaşıyor. Cassini uzay aracının fotoğrafı bu kadar net ve gözalıcı olarak elde etmesinde gezegenin mevsiminin etkisi bulunuyor. Son aylarını yaşayan Cassini görevi, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından yürütülüyor.

Fotoğrafın büyük haline aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz:

NASA – Satürn 

Mars üzerinde nefes kesen uçuş (Video)

‘Mawrth Vallis’ vadisinin 3,6 milyar yıl önce bilinen yaşama uygun bir bölge olduğu belirtiliyor.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Mars’taki Mawrth Vallis vadisini gösteren bir uçuş simülasyonu yayınladı.

Görüntüler, ESA’nın Mars Express adlı uzay aracının çektiği fotoğraflardan oluşturuldu. Bilim insanları, yaklaşık 600 kilometre uzunluğunda ve 2 kilometre derinliğindeki vadinin bir zamanlar oldukça sulak bir bölge olarak tahmin edildiğini, burada yaşam izlerine rastlamanın büyük bir ihtimal olacağını belirtiyor. Mars’ın en geniş vadilerinden birisi olan Mawrth Vallis’in 3,6 milyar yıl önce yaşama uygun bir bölge olduğu kaydediliyor.

Aşağıdaki videoda ise yine Mars Express’in verileriyle hazırlanan ve gezegenin en büyük kanyonlarından olan Hebes Chasma’nın görüntüleri yer alıyor.

Karadeliğin gazabına uğrayan ‘harap’ bir galaksi görüntülendi

‘NGC 4696’ galaksisi, merkezindeki süper kütleli karadelik tarafından yok ediliyor.

Gökbilimciler, Dünya’dan 150 milyon ışık yılı uzaklıkta ‘yıkıma uğrayan’ bir galaksiyi ve merkezindeki süper kütleli karadeliği gözlemledi. (1 ışık yılı = Yaklaşık 10 trilyon kilometre).

Centaurus (Erboğa) Takımyıldızı’nda yer alan ‘NGC 4696’ adlı galaksi (yıldız kümesi), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı (ESA)’nın kontrolündeki Hubble Uzay Teleskobu tarafından görüntülendi. Gaz ve toz bulutları tarafından boğulan dev galaksinin tuhaf ve karmakarışık şekline süper kütleli bir karadeliğin sebep olduğu, galaksinin parçalanma ve yok olma sürecinin fotoğraflandığı belirtiliyor.

İlk bakışta diğer komşuları gibi standart oval bir görünümü olan NGC 4696’ya yakından bakıldığında bir şeylerin ters gittiği belli oluyor. Ana gövdeden yıldızlar arası uzaya doğru kıvrımlanan iplik tel şeklindeki olağanüstü uzantılar toz ve iyonize hidrojenden oluşuyor. Yeni araştırmalar, galaksinin çekirdeğinde bu görünüme sebep olan ölümcül bir karadelik olduğunu, aynı zamanda galaksinin yeni yıldızlar oluşturmasını önlediğini bildiriyor. Bu galaksi temel olarak ölü durumda.

İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden astronomlar, her biri yaklaşık 200 ışık yılı uzunluğunda toz ağırlıklı kolların, çevrelerini saran gazdan en az 10 kat daha yoğun olduğunu belirledi. Bu kolların hepsi, galaksinin merkezindeki parlak çekirdekte birleşiyor ve çevrelerindeki gazı o noktaya doğru taşıyor. Merkezdeki süper kütleli karadelik, yakındaki gazı ısıtarak dışarı doğru süper-sıcak materyal akışı açığa çıkarıyor ve bütün bir galaksiyi etkileyerek yok oluşuna doğru sürüklüyor.

harapp
NGC 4696 galaksisi (NASA/ESA)

KARADELİK NEDİR?

‘Kozmik canavarlar’ olarak da nitelendirilen karadelikler, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve hatta ışığın dahi kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük gök cisimleri olarak biliniyor. Karadeliklerin ‘tekillik’ özellikleri sebebiyle üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları iddia ediliyor. Sahip oldukları ‘yokluğun’ içinde zamanın yavaş aktığı veya hiç akmadığı tahmin ediliyor.

Astronomide hala en büyük soru işaretlerinden birisi olan karadelikler, gizemli varlıkları nedeniyle fizikçilerden gökbilimcilere kadar birçok uzmanın merak ettiği ve üzerinde çalıştığı alanlardan birisi. Süper kütleli karadelikler, Güneş’ten milyarlarca kat büyük kütlelere ulaşabiliyor.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)