Günümüzde uzuvlarını kaybeden insanlar için birçok gelişmiş protez seçeneği mevcut. Bu alandaki çalışmalar her geçen gün biraz daha ilerliyor. Bir organı tamamen eski haliyle yerine getirmek ise en azından insanlarda henüz mümkün değil. Ancak ABD’deki bilim insanları bu yönde önemli bir çalışmaya imza attı.
Popular Science dergisinin haberine göre, ABD’nin Boston kentinde 1811 yılında kurulan köklü Massachusetts General Hospital (MGH)’den araştırmacılar, bir biyo-reaktörde farenin kolunun ön kısmını (ya da en azından damarlarını ve kaslarını), yine farenin kendi hücrelerini kullanarak üretmeyi başardı. Sonraki aşama ise kemik, sinir ve diğer dokuları üretmek olacak.
Uzmanlar bu ‘Frankenstein’ kolu üretmek için karaciğer, kalp ve böbrek gibi organları yenileyebilmeyi başarmış olan bir teknik kullandı. Çoklu doku tiplerinin de işin içine girmesiyle işlem daha da komplike bir hal aldı. İlk aşamada donör dokudan alınan parçalar, temizleyici maddeler yardımıyla dokudan uzaklaştırıldı ve kolojen iskeleye sabitlendi. Sonraki aşama ise kan damarları ve kaslar için fareden kök hücreler almaktı. Yerleştirilen iskele, kan damarlarına ve kaslara gelişme imkanı verdi. Ayrıca bu kolun oluşturulması için hücreler farenin kendisinden alındığından dolayı herhangi bir bağışıklık sistemi sorunuyla da karşılaşılmadı. Yukarıdaki videodan kolun şekil alışını görebilirsiniz.
Elektrik uyarıcıları kolun yeni doğan bir farenin kolunun sahip olduğu kasılma gücünün yüzde 80’ine sahip olduğunu, diğer elektrik simülasyonları da parmakların bükülebildiğini gösterdi.
Sırada kemik, sinir ve diğer dokuların nasıl yenilenebileceğini öğrenmek var. Ağır bilimsel çalışmalar gerektiriyor, fakat imkansız değil. MGH’den cerrah Harald Ott, “Klinik uzuv nakillerinde sinir hücreleri uzvun hissedebilmesi ve hareket edebilmesi için organ içerisine naklediliyor ve orada gelişiyorlar. Bizim bu gelişme aşamasının detaylarını öğrenmemiz gerekiyor. Umudumuz ileride yapay organların transferini gerçekleştirebilmek” diyor.
ABD’nin en büyük hastane temelli çalışmalarının ev sahibi olan ve Harvard Medical School bünyesinde faaliyetlerine devam eden MGH, insan genetiği, AIDS, kanser, kalp ve damar sağlığı gibi birçok tıp alanında yıllık en az 760 milyon dolar bütçeyle tedavi araştırmaları yapıyor.