DNA’ya görüntü kaydedildi!

Sabit sürücülere kimin ihtiyacı var ki? Yakında canlı hücrelere fotoğraf ve video depolanabilecek.

ABD’deki bilim insanları, bir kalıtsal bilgi depolama sisteminden faydalanarak yaşayan bakteri DNA’sına kısa film kareleri ve fotoğraf kodlamayı başardı.

Canlılarda başlıca rolü bilginin uzun süreli saklanması olan Deoksiribo Nükleik Asit (DNA), tüm organizmalar ile bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asit olarak tanımlanabilir.

New York Times’ın haberine göre, Massachusetts eyaletindeki Harvard Üniversitesi’nden Seth Shipman ve George Church liderliğindeki ekip, bir bakterinin DNA’sı içine siyah beyaz bir el fotoğrafı ile 1887 tarihli bir filmden bölüm kodladı.

Horse_1080

Yukarıdaki koşan at ve sahibi görüntüsü, fotoğrafçılığın İngiliz öncülerinden Eadweard Muybridge tarafından çekilmişti. Sol tarafta orjinal kayıt, sağ tarafta ise bakteri DNA’sına kaydedilen bölüm görülüyor.

Uzun vadeli hedef, hücrelerin kendi gelişim sürecinde kaydedilen bilgilerin genetik miraslarına da aktarılması. Bilim adamları, elde edilen verilerin özellikle sağlık araştırmalarında kullanılabileceğini belirtiyor. DNA’ya dışarıdan yapılan müdahale ve eklentilerle birçok hastalığa tedavi bulunabilir.

_96911413_mediaitem96911412
Sol tarafta orjinal el görüntüsü, sağ taraftaki ise bakteri DNA’sına kaydedilen fotoğraf / Seth Shipman

Araştırma ekibi, insan elinin siyah beyaz fotoğrafını ve at süren bir insanın görüntülerini ‘Escherichia coli’ bakterisinin hücrelerine kaydetmek için insan genomu modifikasyon sistemi CRISPR’yi kullandı. Bu yöntemle bilim insanları, genlerin tamamına hiçbir zarar vermeden hatalı kısımlarını düzeltebilme, insan genleri ölümcül virüslerle baş edecek şekilde programlayabilme ve genetik hastalıkları adeta ‘silme’ çalışmaları yapabilecek.

Çalışmalar kapsamında, kısa film için 36 x 26 piksel değerinde 5 görüntü arka arkaya DNA’ya kaydedildi. Üzerinde çalışılan görüntünün, kaydedildikten sonra orijinaline yüzde 90 oranında benzerlik gösterdiği ortaya çıktı.

Shipman ve Church, sistemi öyle bir değiştirmek istiyor ki, hücreler kendi biyolojik süreçlerini kendileri kaydedebilsin. Araştırmayla ilgili konuşan Seth Shipman, “Bir gün, ilk kök hücreden gelişen bir sinir hücresinin, beyinde özel bir hücre tipine dönüşünceye kadar geçirdiği karar süreçlerini takip edebilecek bir düzeyde olabileceğiz” diyor. Araştırma sonuçları Nature dergisinde yayınlandı.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)

Çığır açan DNA keşfi: Beynin yaşlanması geciktirilebilir

“Artık bölünmeyen hücrelerin DNA’sını değiştirip, bozuk genleri beyinde, kalpte ve karaciğerde düzeltmemize izin veren bir teknolojiye sahibiz.”

Uluslararası araştırma ekibi, yeni bir DNA düzenleme yöntemi ile beyindeki ‘bozuk’ genlerin tedavi edilebileceğini, yaşlanmayı erteleyebileceklerini ve çaresi olmayan hastalıkları iyileştirebileceklerini duyurdu.

Bilim dergisi Nature’da yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, genetik biliminin ‘kutsal kasesi’ olarak nitelendirilen çalışma, daha önce farelerin körlüklerini tedavi etmek için kullanılıyordu. Fareleri kör eden bu şartlar ayrıca insanları da etkiliyor. Ancak göz, beyin, kalp ve karaciğer DNA’larında değişiklik yapılamıyordu. Bulunan yeni teknik ise bilim insanlarının ilk defa bunu yapmalarına yardımcı olabilir. Yaşlanma süreciyle ilişkili bir dizi hastalık için yeni tedaviler bulunabilir.

BEYİN, KALP VE KARACİĞER HASTALIKLARINA YENİ TEDAVİLER GELİŞTİRİLECEK

ABD’deki Sulk Enstitüsü’nden Profesör Juan Carlos Izpisua Belmonte, “Keşfedilen teknoloji sayesinde çok heyecanlıyız, çünkü daha önce yapılamayan bir şey. Bu keşfin olası uygulamaları, yaşlanma süreciyle ilişkili engellerdir” dedi.

Yetişkin bir vücudun dokularının çoğundaki hücreler bölünmez, bu da bilim insanlarının DNA üzerinde değişiklikler yapmalarını zorlaştırır. Belmonte’a göre ilk kez DNA istenildiği gibi bölünebilir ve değiştirilemeyen hücrelere girilebilir: “Artık bölünmeyen hücrelerin DNA’sını değiştirip, bozuk genleri beyinde, kalpte ve karaciğerde düzeltmemize izin veren bir teknolojiye sahibiz. İlk defa daha önce yapamadığımız, yani heyecan verici olan hastalıkları iyileştirmeyi hayal edebiliyoruz.

BEYNİN YAŞLANMASI ERTELENEBİLECEK

HITI adı verilen yöntem, insan genomu modifikasyon sistemi CRISPR’yi temel alıyor ve onu daha da geliştiriyor. Bu yöntemle bilim insanları, genlerin tamamına hiçbir zarar vermeden hatalı kısımlarını düzeltebilme, insan genleri ölümcül virüslerle baş edecek şekilde programlayabilme ve genetik hastalıkları adeta “silme” çalışmaları yapılabilecek.

Araştırmayı değerlendiren Oxford Üniversitesi’nden Profesör Robert MacLaren, “Bu çok önemli bir ilerleme. Araştırmacılar şimdi bu mekanizmayı gen kusurlarını düzeltmek için kullanacaklar. CRISPR proteinleri, DNA’yı diğer alanlarda kesintiye uğratacak etkilere sahip olabileceğinden, klinik denemeler henüz çok uzakta. Bununla beraber, yaşlanma, DNA mutasyonlarının toplanması olarak tanımlandığından beri, bu mutasyonları düzeltme yeteneği, gelecekte yaşamamızı uzatmanın yanı sıra yaşlanma ile ilişkili birçok hastalığın tedavisi için bir araç sağlayabilir” dedi.

DNA NEDİR?

Deoksiribo Nükleik Asit veya kısaca DNA, tüm organizmalar ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA’nın başlıca rolü bilginin uzun süreli saklanmasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilebilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Ama başka DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır (kromozomların şeklini belirlemek gibi), diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde (hangi hücrelerde, hangi şartlarda) kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.