Otobüs büyüklüğünde deniz canavarı fosili bulundu

Pliosaur’a benzeyen dev deniz sürüngeni Jurassic döneminde okyanuslarda terör estiriyordu.

Belçika’daki bilim insanları, Rusya’da ortaya çıkarılan ve daha önce bilinmeyen bir su altı sürüngeni türünün devasa boyutlardaki fosilini incelemeyi tamamladı. Bu tarih öncesi yaratığın, dinozorların yeryüzünde bulunduğu antik çağlarda okyanuslara hükmeden canlılardan biri olduğu belirtiliyor.

İngiliz The Independent gazetesinin haberine göre, Luskhan Itilensis (Volga’nın Usta Ruhu) adı verilen deniz sürüngeninin sadece kafasının uzunluğu yaklaşık 1,5 metre. Büyük su dinozoru Pliosaur’un bir benzeri olduğu düşünülen canlının baş kısmı, bugün bazı nehir yunuslarında olduğu gibi ince gagalı bir yapıdan oluşuyordu.

Fosil, aslında Rusya’nın Ulyanovsk şehri yakınlarında, Volga nehri kıyısında 2002 yılında bulunmuştu. Ancak nasıl bir canlıya ait olduğuna dair bulgular ancak yeni anlaşılabildi. Pliosaurlar, gerçekten dinozor olmamalarına rağmen 205 milyon yıl – 142 milyon yıl arasındaki Jurassic döneminde yaşamış olan Plesiosaur ailesinin bir türü. Bu dönemin en üstün yırtıcıları arasındaydılar. Dört büyük yüzgeç, sert bir gövde ve uzunluğu değişen boyun kısmından oluşan alışılmadık bir vücut şekilleri vardı.

Bulunan yeni fosilin gagası (ya da gaga şeklindeki çıkıntısı) daha önce görülmemiş bir şekilde narin bir yapıdan oluşuyor. Belçika’daki Liege Üniversitesi’nden araştırmayı yürüten ekibin lideri Valentin Fischer, “En dikkat çekici sonuç, Pliosaurların daha önce varsayılandan çok daha geniş bir ekolojik alanda koloniler kurdukları gerçeği” diyor.

Bilim insanları, Pliosaurların 145 milyon yıl önceki büyük yok oluşlarına kadar yaklaşık 135 milyon yıl kadar hayatta kaldıklarını düşünüyor. Yani dinozorların neslinin 66 milyon yıl önceki tükenişinden çok daha önce yeryüzünden silinmişlerdi.

‘Volga’nın Usta Ruhu’ şu ana kadar bulunan en büyük deniz canavarı fosili değil. Bir kafe sahibi olan Kevan Sheehan, 2009 yılında İngiltere’nin güneyindeki Dorset Jurassic Uçurumu’nda yaklaşık 15 metre uzunluğunda bir Pliosaur fosilini kademeli olarak ortaya çıkarmıştı. (Fosile Pliosaur Kevani adı verilmişti.)

2008 yılında Norveç’in Svalbard Adası’nda bir başka Pliosaur fosili bulunmuştu. Bu deniz sürüngeninin bir ısırığı ile oluşan basınç, 6,5 santimetre kareye 15 ton gücündeydi. Bu da, Tyrannosaurus Rex’in çenesinden 11 kat, günümüzdeki timsahlardan ise 13 kat fazla bir güç demek. Valentin Fischer ve ekibinin araştırma sonuçları Current Biology dergisinde yayınlandı.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)

 

Madencinin yer altında karşılaştığı ‘ejderha’

110 milyon yıllık ‘nodosaur’ fosilini madende tünel kazan operatör tesadüfen buldu.

Çoğu dinozor fosili, bir müzede tanınabilir hale getirilmeden önce sıradan gözlemciler için kaya parçalarından başka bir şey ifade etmez. Ancak Kanada’da ortaya çıkarılan bir kalıntı, başka hiçbir şeyle karıştırılamayacak kadar iyi durumda. Ağır zırhlı dinozor, ürkütücü görünümü ve tüm ihtişamıyla adeta bir ejderha heykeli gibi.

110 milyon yıllık bu ‘nodosaur’ fosili, bugün Kanada Royal Tyrrell Paleontoloji Müzesi’nde meraklı ziyaretçilerini bekliyor. Kemiklerin ilginç bir bulunma hikayesi de var. National Geographic dergisinde yer alan habere göre olay, 21 Mart 2011’de Alberta eyaletindeki Millennium madeninde gerçekleşti.

Madendeki ağır ekipman operatörü Shawn Funk, mekanik kepçeyle bir süre sonra başına geleceklerden habersiz bir şekilde tünel kazma işlemi gerçekleştiriyordu. Kazıcı birden etrafını saran kaya yapısından çok daha sert olan ve Funk’ın daha önce hiç görmediği bir şeye çarptı. Kepçesinden inerek daha yakından bakan operatör, her biri birbirine tunç grisi taşlarla bağlanmış sıra halinde kum rengi diskler buldu. Shawn Funk’ın keşfettiği şey, ağır zırhlı ‘nodosaur’un 5,4 metre uzunluğunda ve 1360 kilogram ağırlığındaki kemikleriydi.

kretase1
Nodosaur illüstrasyonu – Robert Clark / National Geographic

Müzeye götürülen fosiller, teknisyenler tarafından yabancı taşlardan temizlendi. Bölgede yaygın bir deniz sürüngeni plesiosaur kemikleriyle karşılaşacağını sanan müze uzmanları şaşkınlıklarını gizleyemedi. Kimse bu kadar iyi durumda bir nodosaur fosiliyle karşılaşacaklarını sanmıyordu.

Erken Kretase döneminde yaşamış olan otçul nodosaurlar, kısa bacakları, beş parmaklı ayakları, kendilerini savunurken kullandıkları topuzlu kuyrukları ve 50 santimetreye varan dikenli, kalın zırhlı derileri ile adeta dört bacaklı birer tank gibiydiler. Kısa boyunları ve ejderhayı andıran yüzleri vardı.

nodosaur-fossils-herbivore-
Madenden çıkarılan fosil – Robert Clark / National Geographic

National Geographic’teki makalenin yazarı Michael Greshko, “Bu derecede iyi bir korunmuşluk, piyango kazanmak kadar düşük bir ihtimal. Ona ne kadar çok baksam o kadar aklım başımdan gidiyor. Fosilleşmiş zırhlı deri kalıntıları, hala kafatasındaki engebeli zırh plakalarını kaplıyor. Sağ ön ayağı yanında uzanıyor, beş parmağını da sayabilirim. Sadece bir iskelete değil, gerçekte nasıl görünüyorsa öyle bir dinozora sahibiz” diyor.

fosil22
Dinozorun baş kısmı ve zırhlı derisi – Robert Clark / National Geographic

Uzmanlara göre, nodosaur belki nehir kenarında su içerken büyük bir sel onu sürüklemiş ve bir zamanlar denizin içinde yer alan madende derinlere batmış olabilir. Topraktaki mineraller hızla zırhlı deriye sızarak ölü bedeni sardı ve üzerine yığılan kayalar milyonlarca yıl boyunca dinozorun bu şekilde korunmasını sağladı. Tarih öncesi çağlardan gelen dinozor ve bir kepçe operatörünün yolu da böylece kesişmiş oldu.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)