Kanser araştırmasına Türk imzası! (Video)

New York şehrindeki Cold Spring Harbor Laboratuvarında kanser araştırmaları yapan bilim adamı Semir Beyaz, kanser başlatıcı hücrelerin bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemek için geliştirdiği bir mekanizmayı keşfetti.

Voice of America (Amerika’nın Sesi)’nin haberine göre, yağlı beslenme ve obezite durumunda ortaya çıkan mekanizmanın keşfi, kişiye özel immünoterapi tedavilerine yardımcı olacak. Doktor Beyaz, laboratuvarda kendisine sağlanan yaklaşık 2 milyon dolarlık fonla bilimsel araştırmalarını yürütüyor. Beyaz, moleküler biyolojinin temellerinin atıldığı araştırma kurumunda kurduğu ekipte Türk öğrencilere de yer veriyor.

semir beyaz
Doktor Semir Beyaz

Beyaz çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Şu anda odak noktamız, kanserle bağışıklık sistemi arasındaki ilişkiyi anlamak ve bunu kanserin başlangıç, gelişme ve tedaviye yanıt süreçlerinde ele almak. Çünkü kanser tek bir safhadan oluşmuyor. Bağışıklık sistemiyle etkileşim süreci birçok aşamadan oluşuyor. Şu anda kanseri yenmek için kullanılan en önemli tedavi yöntemlerinden birisi immünoterapi. İmmünoterapi şu demek: Bağışıklık sistemini güçlendirerek onun moleküllerini kanseri yenecek şekilde kullanarak kanseri alt etmek. Biz de bu alanda çalışmalar yapıyoruz, kanserle bağışıklık sistemi arasındaki ilişki konusunda araştırmalar yapıyoruz. Kanser, başladığı andan itibaren bağışıklık sistemini kandırmaya ve onu işlevsiz kılmaya yönelik bazı mekanizmalar geliştiriyor. Bu mekanizmaları anlamaya çalışıyoruz. Kanserin içerisinde bağışıklık sisteminden kaçmaya yönelik nasıl stratejiler geliştiriliyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemi nasıl bu mekanizmaları alt edebilir? Onu da bağışıklık sistemi içindeki mekanizmaları anlamaya çalışarak kullanmaya çalışıyoruz.”

Haberin diğer detaylarını yukarıdaki videodan öğrenebilirsiniz.

Türk araştırmacıdan cep telefonuyla hastalık teşhisi (Video)

Aydoğan Özcan sayesinde akıllı görüntüleme sistemi, mikroskop ve sensörler hayatımıza girecek.

Akıllı telefonlar artık birer gelişmiş mikroskop ve laboratuvar olarak kullanılabiliyor. Bu cihazlarla tek bir virüsü, hatta DNA iplikçiğini bile görmek mümkün. ABD’de yaşayan Türk profesör Aydoğan Özcan sayesinde artık genetik hastalıklar cep telefonuyla teşhis edilebiliyor. Özcan’ın bu ufuk açıcı çalışmasına dair detayları yukarıdaki videoda izleyebilirsiniz.

Voice of America (Amerika’nın Sesi)’nin haberine göre, California Üniversitesi’nde kendi laboratuvarında çalışmalarını sürdüren Profesör Aydoğan Özcan, lisans eğitimini Türkiye’de tamamladıktan sonra, lisans sonrası eğitimini sürdürmek için Amerika’yı tercih etmiş. Doktorasını California’da Stanford Üniversitesi’nde tamamlayan Özcan, araştırmalarını Harvard Üniversitesi’nde sürdürmüş.

aydogan_ozcan
Profesör Aydoğan Özcan

Özcan, 2007 yılından bu yana da California Üniversitesi’nin Los Angeles Kampüsü’nde kurduğu laboratuvarda elektrik ve biyomühendislik alanındaki çalışmalarıyla bilim dünyasında adını duyuruyor. Aydoğan Özcan’ın California Üniversitesinde kurduğu laboratuvar, optik teknolojileri kullanıyor.

“Temel bilimler bir farklı renktir ve oradan gelişen yeni araştırma sonuçları belirli bir alan sonra uygulamalı alana geçer” diyen Özcan, çalışmalarını orta renkte yani temel bilimlerle teknolojik uygulamalarının tam ortasında olarak niteliyor.

Cep telefonlarının sağlığa zararlı olduğuna ilişkin iddiaları hepimiz duyarız. Aydoğan Özcan bu iddiaların bilimsel bir kanıtı olmadığını hatırlatırken, sağlık alanındaki kullanımlarını bilimsel gerçeklerle ortaya koyuyor.

Amerika’nın en iyi üniversitelerinde araştırma yapma fırsatı bulan Özcan, genç akademisyenlere merak ettikleri alanlara yoğunlaşmaları çağrısında bulunuyor. Özcan başarının altında yatan en önemli faktörlerden birinin bu merak olduğunu vurguluyor.

Hem akademi hem de ticaret dünyasında şimdiden adından söz ettiren Aydoğan Özcan, bir çok genç akademisyene örnek olurken, Türkiye’yi de bilim dünyasında hatırı sayılır ülkeler arasına sokabilecek çalışmalar imza atmayı sürdürüyor.

Türk bilim adamından çığır açan kanser keşfi (Video)

ABD’de çalışmalarını sürdüren Mehmet Toner, kanser araştırmalarında nano-teknolojiyi kullanıyor.

Harvard – MIT Üniversiteleri Sağlık Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü profesörü Mehmet Toner, saniyede 300 milyon hücreyi tarayarak 3 saniyede kanserli hücre ya da hücreleri bulabilen bir teknik geliştirdi. Türk bilim adamı tıpta çığır açan bu çalışmasıyla birçok kanser hastasına umut ışığı oldu.

mehmet-toner
Mehmet Toner

Voice of America (Amerika’nın Sesi)’nin haberine göre, Türkiye’de lisans eğitimini bitirmesinin ardından tek kelime İngilizce bilmeden geldiği ABD’de 11 yıl içinde profesörlüğe ve Harvard Tıp Fakültesi Cerrahi Bölüm Başkanlığı’na yükselen Mehmet Toner, biyomedikal mühendislikteki çalışmalarını mikro ve nano teknolojilerden yararlanarak sürdürüyor. Toner, çalışmaları hakkında şu açıklamaları yaptı:

“Vücudunuzdaki bütün hücrelerin yüzde 95’i kan hücresi. Dolayısıyla son 10 seneye dair kanın içinde her istediğiniz enformasyon var, her hastalığı kan yoluyla teşhis etmek mümkün. Fakat o kanı nasıl parçalarına ayırıp ve milyarlarca parçayı analiz edip teşhis edeceğimizi bilmiyoruz. Buna sıvı biyopsisi deniyor. Biz de bunun öncülerinden biriyiz dünyada. Bütün merakımız da kanın içinde kimsenin bulamadığı bilgileri bulup bunları insanlığa faydalı hale getirebilmek. Kanser, insanları kandan yayılarak öldürüyor, 100 milyar hücre içinden 1 tane hücreyi bulabiliyoruz. 7 milyar insan var dünyada. Bizim yaptığımız teknoloji 7 milyar insan içinde bir hücreyi 3 saniye içinde bulabiliyor. Saniyede 300 milyon hücreye bakabiliyoruz. Yani böyle teknolojiler oluşturarak bu kanın içinde ve diğer sıvılardaki hücrelerden bütün hastalıkları bulabilmek yolunda bir hedefimiz var.”

Mehmet Toner’in bugüne dek dünyanın en önemli bilim dergilerinde yüzlerce makalesi yayınlanmış. Çok sayıda özel ödülün de sahibi olan Toner, çalışmalarına devam ettikçe bilim dünyasının kalbinin attığı Boston’da hem Türk gençlerine örnek olmaya hem de tıp dünyasına katkıda bulunmaya devam etmeyi planlıyor.

Türk bilim insanları Antarktika yolunda

Güney Kutup dairesi Antarktika’da keşif gezisi yapacak ekip, Türk bilim üssü için yer belirleyecek.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (PolReC) ekibi, ‘Türkiye Bilimsel Araştırma Üssü’nün kurulması çalışmaları için Güney Kutup dairesi Antarktika’ya hareket etti.

Çin’in resmi ajansı Şinhua’nın haberine göre, Türk araştırmacılar 30 günlük keşif gezisi boyunca iklim değişikliği ve deniz canlıları üzerine incelemelerde de bulunacak. Ekipte yer alan İTÜ PolRec Direktörü Burcu Özsoy, “Antarktika’da bilimsel üssün hayata geçirilmesi için çalışacağız. Fizibilite çalışmaları yapmak, üssün bilimsel hizmet vermesi adına, uluslararası camiada görünürlüğü, bilimsel stratejiyi, aynı zamanda siyasi algıyı göstermek adına bugün 9 kişilik ekip olarak yola çıkıyoruz” dedi.

Habere göre, 30 gün boyunca Antarktika’daki karasal bölgeleri ziyaret edecek olan ekip, üs için en doğru noktayı arayacak. Bu hedefle bölgeye giden ekibin araştırma ve fizibilite çalışmalarını tamamlamasının ardından Antarktika’da Türk bayrağının dalgalanacağı bir üs kurulacak. Projede, Türkiye’nin bilim insanlarına ve üniversitelerine bu üste bilimsel araştırmalarını yapabilme imkanı sunulması planlanıyor.

Antarktika, hiçbir ülkeye ait olmayan ancak 53 ülkenin bayrağı altında yönetilen bir kıta. 29 ülke danışman, 24 ülke ise gözlemci statüsünde. Türkiye, gözlemci statüsüne 1995 yılında geçti.

Danışman statüsüne geçmenin daha önemli olduğunu belirten Özsoy, “Kıtayla ilgili alınması gereken kararlar olduğunda, bu mekanizmanın içinde olmak dünya ülkeleri tarafından çok büyük bir strateji olarak görülüyor. Antarktika, ancak danışman ülkelerin oy hakkına sahip olduğu bir kıta. Bu anlamda danışman statüsüne geçmenin şartı da barış ve bilime adanmış Antarktika’nın sadece bilimsel olarak ele alınması, değerlendirilmesi ve bilimsel çalışmaların yapılmasıdır. Biz de bu sistemin içinde olmak adına, kıtayı Türk bilim insanlarına açacak şekilde Türk bilim üssü kurulması hedefindeyiz” diye konuştu.

Antarktika, küresel ısınmanın sebep olduğu iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli şekilde görüldüğü bir kıta. En son geçtiğimiz günlerde Pine Adası buzulundan, ABD’nin New York kentinde bulunan Manhattan bölgesi büyüklüğünde bir buzdağı koptu. Bilim insanları bunun sebebini Antarktika’daki buzun sıcak okyanus akıntısıyla karşılaşması olduğunu bildirdi.

 

İnsansı robotlarda Türk bilim adamı izi

ABD’de yaşayan Türk bilim adamı Bilge Mutlu, robot – insan etkileşimi üzerine yaptığı araştırmalar ile 11 ödül aldı.

ABD’de yaşayan Türk bilim adamı Bilge Mutlu, robotların beden dili kullanarak daha etkili iletişim kurabilmeleri için araştırmalar yapıyor.

Bilgisayar bilimleri ve endüstriyel mühendislik alanlarında uzmanlaşan Bilge Mutlu, Wisconsin – Madison Üniversitesi’ndeki İnsan – Bilgisayar Etkileşim Laboratuarı’nın direktörü konumunda.

Çalışmaları Amerikan hükümetine bağlı Ulusal Bilim Kurumu (NSF) tarafından da desteklenen Bilge Mutlu, kendisini bir ‘insan – bilgisayar etkileşim uzmanı’ olarak nitelendiriyor. Mutlu, insanlara özgü davranışları robotlarda ve animasyon karakterlerinde yeniden oluşturmak için gerekli algoritmaları keşfediyor.

NSF’nin online bilim dergisi Science Nation’a konuşan Bilge Mutlu, “Bakışlar ve beden dili, iletişim sırasında karşımızdaki kişinin dikkatinin ve psikolojik durumunun bütün çeşitlerini bize söyler. Modellenebilir ve dizayn edilebilir olan bu durum sayesinde, robotlar, neye ihtiyaç duyduklarını ya da taleplerini anlatmaya çalışırken ima yolunu da kullanabilirler. Daha insancıl iletişim kurabilirler” diyor.

bilgemutluu
Bilge Mutlu

ROBOT – İNSAN ETKİLEŞİM DENEYİ

Mutlu ve ekip arkadaşları, insanlar üzerinde robot davranışlarının etkisini araştırmak için yaklaşık 1 metre uzunluğunda sarı bir robot kullanıyor. Robot, karşısında oturan kişiye, “Merhaba, ben Wakamaru, tanıştığıma memnun oldum. Senin için bir görevim var. Lütfen masanın üzerindeki objeleri kategorilerine göre kutulara yerleştirir misin?” diye soruyor. Deneyin birinci aşamasında robot, soruyu sorarken insanlara özgü baş hareketleriyle objeleri ve kutuları da gösteriyor. Deneyin ikinci aşamasında ise robot, herhangi bir baş hareketi yapmıyor ve direkt karşısındaki kişiye bakıyor.

Elde edilen verilere göre, robot konuştuğu sırada baş hareketleriyle iletişime katkıda bulunduğu için karşısındaki insan verilen görevi daha hızlı yerine getiriyor. Animasyon karakterleri – insan iletişimde de benzer sonuçlar ortaya çıkıyor.

Mutlu, geliştirdikleri teknoloji sayesinde insansı robotların okul ve hastane gibi yerlerde, öğretme, rehberlik ve yardım hizmetlerinde daha faydalı olabilmelerini amaçlıyor. Beden dilini kullanabilen robotların insanlarla daha sıcak ve yakın ilişki kuracakları belirtiliyor.

BİLGE MUTLU KİMDİR?

Kayseri doğumlu olan Bilge Mutlu, ODTÜ Endüstriyel Tasarım bölümünü fakülte birincisi olarak tamamladıktan sonra mastır ve doktorasını yapmak üzere ABD’deki Carnegie Mellon Üniversitesi’ne gitti. Nobel ve Turing ödüllü Herbert Simon, Turing ödüllü (bilgisayar bilimlerinin Nobel ödülü) Alan Newell ve yine Turing ödüllü Alan Perlis’in kurduğu HCI Enstitüsü’nde çalıştı. Daha sonra Wisconsin – Madison Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri ve Endüstriyel ve Sistem Mühendisliği bölümlerinde göreve başladı.

Bilge Mutlu’nun 2008 – 2016 yılları arasında robot – insan etkileşimi araştırmaları kapsamında 11 ödülü bulunuyor.