Göbekli Tepe’de gizemli meteor izleri

M.Ö. 10950’de Dünya’ya çarpan bir kuyruklu yıldızın işaretleri Şanlıurfa’da mı yer alıyor?

Mısır’daki piramitlerden sonra uygarlık tarihi açısından en önemli arkeolojik bulgu kabul edilen Şanlıurfa’nın Göbekli Tepe kazı alanında birçok bilimsel araştırma gerçekleştiriliyor. Bilinen en eski taş resimlerine ev sahipliği yapan 13 bin yıllık Göbekli Tepe yerleşiminde, şimdi de M.Ö. 11 bin yıllarında Dünya’ya çarpan büyük bir meteoru tasvir ettiği belirtilen oymalar inceleniyor.

İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nden uzmanların Akdeniz Arkeolojisi ve Arkeometri dergisinde yayınlanan araştırmasına göre, antik taş oymaları, M.Ö. 10950 yılında Dünya’nın etrafında dönen bir kuyruklu yıldızın yeryüzüne çarptığını, meteorun yünlü mamutları yok ettiğini, olay sebebiyle bazı medeniyetlerin yıkıldığını, bazılarının da yükselişe geçtiğini gösteriyor.

Araştırma kapsamında, kazı alanındaki ‘Akbaba taşı’ (Vulture stone) üzerinde incelemelerini sürdüren arkeologlar, sütunun üzerindeki sembolleri analiz ederek uzaydaki takımyıldızlarıyla bağlantılı olabileceklerini tespit etti. Araştırmacılara göre, taş sütundaki işaretler, kuyruklu yıldızdan kopan parçaların bir mini buzul çağı yaşayan Dünya’ya çarptığını ve insanlık tarihinin tüm gidişatını değiştirdiğini anlatıyor.

vult1
Göbekli Tepe’deki Akbaba taşı

Bilim insanları aslında senelerdir M.Ö. 12900 – 11700 yılları arasında gerçekleştiği öne sürülen buzul iklim dönemi ‘Younger Dryas’taki ani sıcaklık düşüşünün arkasında bir göktaşı çarpışmasının olup olmadığını tartışıyor. Kuzey Amerika’da bulunan bir meteor krateri bu teoriyle ilişkilendiriliyor.

Araştırmacılar Akbaba taşı olarak adlandırılan sütundaki hayvan oymalarını incelediğinde, onların gerçekte takımyıldızları ve kuyruklu yıldızları temsil eden astronomik semboller olduğunu keşfetti. Bu fikir ilk olarak yazar Graham Hancock tarafından ‘The Magicians of the Gods’ kitabında öne sürülmüştü.

Edinburgh Üniversitesi uzmanları, M.Ö. 10950 yılında takımyıldızların Türkiye’den nasıl görüneceğini belirlemek için bir bilgisayar programından faydalandı. Bu tarih, Grönland’daki buz örneklerinden alınan verilere göre Younger Dryas döneminin kesin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Söz konusu dönem, tarımın ve ilk Neolitik uygarlıkların ortaya çıkışı ile çakıştığı için insanlığa dair hayati bir zaman aralığı olarak görülüyor.

position
M.Ö. 10950 yılı 11 Eylül gecesi Anadolu topraklarından takımyıldızları böyle görünüyordu

Araştırmacılar, meteorun çarpmasının ve devamında gelen soğuk iklim darbesinin Göbekli Tepe insanlarını önemli derecede etkilediğini ve bunu oymalara yansıttıklarını düşünüyor. Edinburgh Üniversitesi’nden araştırmayı yürüten ekibin lideri Martin Sweatman, “Çalışmamızın Kuzey Amerika’ya düşen meteorla ilgili fiziksel ipuçlarını desteklediğini düşünüyorum. Göbekli Tepe, diğer şeylerin yanı sıra gece gökyüzünü izlemek için bir gözlemevi işlevi de görüyordu. Buradaki antik sütunlardan biri, muhtemelen buzul çağının bitiminden beri yaşanan en kötü gün olan bu yıkıcı meteor çarpması olayına dair bir anıt olarak hizmet etmiş gibi görünüyor” açıklamasını yaptı.

Göbekli Tepe’deki sütunlarda yer alan semboller, Dünya’nın dönme eksenindeki uzun vadeli değişimlerin erken bir yazı biçimiyle kaydedildiğini, bölgenin meteor ve kuyruklu yıldızlar için bir gözlemevi olarak kullanıldığını gösteriyor.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)