En net bulutsu fotoğrafı büyüledi

Beş farklı yer ve uzay teleskobu, bu etkileyici kompozit manzarayı görüntüledi.

Gökbilimciler, Dünya’dan yaklaşık 6 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki Crab Nebula (Yengeç Bulutsusu)’nun en detaylı ve net görüntüsünü elde etti. (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre).

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’dan yapılan açıklamaya göre, bir süpernova (yıldız patlaması) kalıntısı olan bulutsunun en yeni kompozit fotoğrafı, beş farklı teleskoptan elde edilen veriler ile oluşturuldu. ABD’deki Karl G. Jansky VLA Teleskobu radyo dalgalarını (kırmızı bölgeler), Spitzer Uzay Teleskobu kızılötesi radyasyonu (sarı bölgeler), Hubble Uzay Teleskobu görülebilir ışığı (yeşil bölgeler), XMM-Newton Uzay Gözlemevi ultraviyole ışınları (mavi bölgeler), Chandra Gözlemevi ise güçlü X ışınlarını (mor bölgeler) gözlemledi.

puls1
Yengeç Bulutsusu (NASA, ESA)

Görselin büyük ve orjinal haline buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz: NASA

Yengeç Bulutsusu ilk olarak 1054 yılında Çinli ve diğer gökbilimciler tarafından çıplak gözle görülerek kayıtlara geçirildi. 1731’de İngiliz astronom John Bevis tarafından yeniden gözlemlendi. Merkezinde bir süper yoğunluklu nötron yıldızı (pulsar) bulunuyor. Her 33 milisaniyede deniz feneri gibi bir dönerek nabız gibi atan bu yıldız, etrafına radyo dalgaları ve ışık yayıyor. (Merkezdeki parlak nokta.)

‘Atarca’ ya da ‘vuruşlu yıldız’ da denilen pulsarı, kalp atışları gibi düzgün aralıklarla uzaya radyo dalgaları gönderen ve kendi etrafında hızla dönen nötron yıldızı olarak tanımlayabiliriz. Araştırmalara göre, bulutsunun 10 ışık yılı genişliğindeki karmaşık ve bir o kadar da etkileyici şekli, pulsardan yayılan hızlı parçacık rüzgarları ile yıldızın patlamadan önce ve patlamadan sonra açığa çıkardığı materyallerin etkileşime girmesi sonucu oluştu.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)

 

Evrendeki en parlak ve uzak pulsar!

Uzayda nabız gibi atan bu gizemli gök cisminin sesi 50 milyon ışık yılı uzaklıktan dinlenebiliyor.

Dünya’dan yaklaşık 50 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir pulsarın daha önceki ölçümlere göre en az 1000 kat daha fazla parladığı ortaya çıktı. Büyük bir yıldızdan arta kalan ve hızla dönen bu olağanüstü gök cismi, bir saniyelik sürede Güneş’in 3 buçuk yılda ürettiği enerjiyi açığa çıkarıyor.

Öncelikle basit bir dille pulsarların ne olduğunu anlatalım. ‘Atarca’ ya da ‘vuruşlu yıldız’ da denilen pulsar, kalp atışları gibi düzgün aralıklarla uzaya radyo dalgaları gönderen ve kendi etrafında hızla dönen nötron yıldızıdır. Dev yıldızların çekirdek çöküşlerinin ardından ya da süpernova (yıldız patlaması) sonucu proton ve elektronların nötronları oluşturmak için birbirleri içinde erimesiyle bu gizemli nötron yıldızları meydana geliyor. Titreşir gibi görünmeleri, dönmelerinden kaynaklanıyor.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA)’dan yapılan açıklamaya göre, XMM-Newton Uzay Teleskobu ile 13 yıldır incelenen ‘NGC 5907 X-1’ kodlu pulsar, bilinen evren içindeki en uzak ve parlak nötron yıldızı. Kendi etrafındaki dönüşünü 1,13 saniyede tamamlıyor. Bilinen en parlak pulsardan ise 10 kat daha fazla ışıldıyor.

ngc_5907_x-1_record-breaking_pulsar_node_full_image_2
NGC 5907 X-1 pulsarının yerini ve vuruş hızını gösteren grafik (ESA)

‘NGC 5907 X-1’ hakkındaki araştırmayı yürüten İtalya’daki INAF Gözlemevi’nden Gian Luca Israel, bu sıradışı gök cisminin 2003 yılında 1,43 saniye, 2014’te ise 1,13 saniyede bir nabız gibi attığını belirterek, bunun Dünya’da aynı süre içinde günün 5 saat kısalması anlamına geleceğini kaydetti.

Sadece bir nötron yıldızının bu kadar hızla dönerken kompakt kalabileceğini vurgulayan İtalyan gökbilimci, “Daha önce, yıldızları yiyerek beslenen ve Güneş’ten en az 10 kat büyük olan karadeliklerin böyle olağanüstü parlaklıklara ulaşabileceğini düşünüyorduk. Fakat gözlemlediğimiz cismin hızlı ve düzenli titreşimleri, bir nötron yıldızına ait ipuçları sunuyor ve onu karadeliklerden ayırıyor” açıklamasını yaptı. Araştırma sonuçları bilim dergisi Science’ta yayınlandı.

Aşağıdaki videoda Samanyolu Galaksisi içindeki 5 farklı pulsardan gelen radyo dalgalarının seslerini dinleyebilirsiniz. Nabız gibi atan her ses, nötron yıldızının kendi etrafında bir kere dönüşüyle ortaya çıkıyor.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)

 

Türk bilim adamından karadelik keşfi

Harvard Üniversitesi’nden Bülent Kızıltan ve ekibi, az rastlanılan türde bir karadelik buldu.

ABD’deki Harvard Üniversitesi’nden astrofizikçi Bülent Kızıltan önderliğindeki ekip, uzak bir yıldız kümesinin içinde, nadir gözlemlenebilen orta büyüklükte karadelik tespit etti.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Bülent Kızıltan ve takım arkadaşlarının bilim dergisi Nature’da yayınlanan araştırmasına göre, 1400 ila 3700 tane Güneş kütlesindeki bu karadelik, Dünya’dan 16 bin 700 ışık yılı uzaklıktaki 47 Tucanae küresel yıldız kümesi içinde yer alıyor. (1 ışık yılı = Yaklaşık 10 trilyon kilometre.)

Gökbilimciler onlarca yıldır Güneş’ten milyonlarca kat büyük kütlelere sahip karadeliklerin izlerini sürdükleri gibi, bu gök cisimlerinin çok daha küçük ya da orta büyüklükteki türlerini de keşfetmeye çalışıyor. Karadelikler genellikle yuttukları madde ile uzaya yayılan büyük oranlardaki x – ışını sayesinde bulunuyor.

Farklı bir yöntem uygulayan Kızıltan ve ekibi, orta büyüklükteki bu karadeliğin yerini, yıldız kümesi içindeki pulsarların hareketleri sayesinde belirleyebildi. Pulsarları kalp atışları gibi düzgün aralıklarla uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızları şeklinde tanımlayabiliriz. Yıldız kümesinin kalbinde kompakt, dev bir objenin işaretleri tespit edildi ve bu işaretlerin en mantıklı sebebinin orta büyüklükte bir karadeliğin varlığı olduğu anlaşıldı.

consept
47 Tucanae içindeki karadeliğin illüstrasyonu (B. Kızıltan & T. Karacan)

Çalışmaları hakkında bilgi veren Bülent Kızıltan, “Küresel yıldız kümelerinin içinde orta büyüklükteki karadeliklerin varlığını onlarca yıldır tahmin ediyorduk. Ancak şu ana kadar kesin olarak bir tanesini bulamamıştık. Yaklaşık iki düzine kadar pulsarın hareketlerini takip ettik. Bilgisayar simülasyonlarıyla yıldız kümesinin bir modelini oluşturduk. Karadeliği bulmak için yeni bir metot geliştirdik. Elde ettiğimiz sonuçlarla sadece merkezdeki karadeliğin dinamik varlığını görmekle kalmıyor, yakınlarındaki bölgeyi nasıl etkilediğini de inceleyebiliyoruz” açıklamasını yaptı.

Bilim insanlarının bu tür karadeliklerin küresel yıldız kümelerinde nasıl oluştuğu sorusuna cevap verebilmeleri için daha fazla benzer keşif yapmaları gerekiyor. Ancak Kızıltan’a göre bu hiç kolay değil. 47 Tucanae kümesinde işe yaramasının sebebini açıklayan Bülent Kızıltan, yeteri kadar fazla pulsar bulunduğunu ve onları iyi bir şekilde görebildiklerini ifade etti. Her küresel yıldız kümesinde doğru pulsar sayısı ve parlaklık kombinasyonu bulunmuyor. Kızıltan ve ekibinin karadelik araştırmaları devam edecek.

KARADELİK NEDİR?

‘Kozmik canavarlar’ olarak da nitelendirilen karadelikler, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve hatta ışığın dahi kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük gök cisimleri olarak biliniyor. Karadeliklerin ‘tekillik’ özellikleri sebebiyle üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları iddia ediliyor. Sahip oldukları ‘yokluğun’ içinde zamanın yavaş aktığı veya hiç akmadığı tahmin ediliyor.

Astronomide hala en büyük soru işaretlerinden birisi olan karadelikler, gizemli varlıkları nedeniyle fizikçilerden gökbilimcilere kadar birçok uzmanın merak ettiği ve üzerinde çalıştığı alanlardan birisi. Süper kütleli karadelikler, Güneş’ten milyarlarca kat büyük kütlelere ulaşabiliyor.

kiziltann
Türk astrofizikçi Bülent Kızıltan

BÜLENT KIZILTAN KİMDİR?

Bülent Kızıltan, ODTÜ Fizik’ten mezun olduktan sonra Fulbright bursu ile ABD’de Yüksek Enerji Astrofiziği çalışmalarında bulundu. NASA’da optik gözlemler üzerine araştırmalar yaptı. California Üniversitesi’nde radyo gözlemleri ve kuramsal çalışmaları ile yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Çalışmalarını topladığı kitabı ‘Temellerin Yeniden Değerlendirilmesi: Nötron Yıldızlarının Evrimi, Yaşı ve Kütleleri Üzerine (Reassessing the Fundamentals: On the Evolution, Ages and Masses of Neutron Stars)’ ABD’de yayınladı. Kızıltan, halen Harvard Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. Ayrıca NASA yan ürün teknolojilerine karşı astronomik gözlemler ve uzay teknolojileri alanında oluşturulan uluslararası konsorsiyumun başına da Bülent Kızıltan getirildi.


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)