Kil çömlekte 7 bin 300 yıllık parmak izi

Kuveyt’te kazı yapan arkeologlar, dünyanın en eski parmak izlerinden birisini keşfetti.

Kuveyt’te kazı yapan arkeologlar, dünyanın en eski parmak izlerinden birisini keşfetti. Kil çömlek üzerindeki iz, yaklaşık  7 bin 300 yaşında.

Kuwait Times’ın haberine göre, antik parmak izi, ülkenin kuzeyindeki Subiya bölgesinde yer alan Bahrah kazı alanında bulundu. Arkeologlardan oluşan bir grup bilim insanı, M.Ö. 8700 – M.Ö. 2000 yılları arasındaki dönemden kalma kil çömlek parçası üzerinde bir insana ait parmak izini tespit etti. Yapılan test ve diğer işlemlerde parmak izinin yaşı belirlendi.

Kuveyt Ulusal Kültür Sanat ve Edebiyat Konseyi Direktörü Sultan Al-Duweesh, “7 bin 300 yıllık buluntu, yakınlarda bölgede yapılan önemli keşiflerin en sonuncusu. Diğer buluntular, ilkel insan hayatına dair önemli ipuçları veren antik bir kasaba, bir tapınak, bir mezarlık, kuyu ve çömlekleri içeriyor” dedi. Sultan Al-Duweesh, kazıların 5’i Kuveytli, 11’i Polonyalı 16 kişilik bir ekiple yapıldığını, ekibin başında Amerikalı bir akademisyenin olduğunu ifade etti.

Bahrah kazı alanı, M.Ö. 12000 ila M.Ö. 2000 arasında yaşamış insanlardan kalma harabeler ile eşyaların ortaya çıkarılması ve döneme ışık tutan araştırmaların yapılması açısından önem arzediyor. Bölgenin UNESCO Dünya Mirası Listesine eklenilmesi çalışmaları yapılıyor.

izz2

DÜNYANIN EN ESKİ PARMAK İZLERİ

Binlerce yıllık parmak izi keşifleri nadir gerçekleşse de arkeologlar dünyanın değişik yerlerinde eski çağlardan insanlara ait bu izlerle zaman zaman karşılaşabiliyor.

*Mısır’daki Thebes bölgesinde yapılan kazılarda, M.Ö. 1300 yılından kalma kurumuş bir ekmek üzerinde o dönem yaşamış bir fırıncının parmak izleri bulundu.

*İsveç’teki Siretorp yerleşim alanındaki Taş Devri kalıntıları arasında seramik bir çömlek üzerinde 5 bin yıllık parmak izlerine rastlanıldı.

*Türkiye’de Boncuklu Höyüğündeki Neolitik sitede çıkarılan kil objelerde 10 bin yıllık parmak izleri keşfedildi.

*Çek Cumhuriyeti’ndeki Dolni Vestonice arkeoloji alanında bulunan seramik heykelcikteki parmak izinin tam 26 bin yıllık olduğu belirlendi.

*Arkeologlar, Almanya’nın Königsaue bölgesinde çıkarılan ve silah olduğu düşünülen antik bir parçada 80 bin yıllık parmak izleri keşfetti.

Atlantis’in izinde: İsveç’te gizemli su altı kalıntıları bulundu

Baltık Denizi açıklarında bulunan 9 bin yıllık kalıntılar çözülmeyi bekleyen sırlarla dolu.

İsveç’in güneyinde 9 bin yıllık su altı kalıntılarına ulaşıldı. Keşfi ilginç kılan ise, tarihi eserlerin görülmemiş yazıtlarla kaplı olması. Uzmanlar bölgedeki insanların refah içinde yaşadığını, bir ‘Taş Devri Atlantis’i kurduklarını belirtiyor.

İsveç’teki Lund Üniversitesi’nin Quaternary International dergisinde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, bu sıradışı topluma dair izler, Havang sahili açıklarında, Baltık Denizi’ndeki Hanö Körfezi’nin 20 metre derinliğinde bulundu.

Tespit edilen birçok ilginç kalıntı arasında geyik boynuzundan yontulmuş balta ve 8 tane kestane ağacından örülmüş balık ağı bulunuyor. 9 bin yıllık baltanın bilinmeyen yazıtlarla kaplı olduğu belirtiliyor. Ağların yüklü miktarlarda balık tutmaya yarayabileceği kaydediliyor.

Araştırmacılara göre, bölgedeki Mezolitik (Orta Taş – Yontma Taş Çağı) insanları eşine az rastlanan bir refah içinde yaşıyordu. Sahil şeridinde kurdukları yerleşim birimleri deniz seviyesinin yükselmesiyle zaman içinde sulara gömüldü. Lund Üniversitesi araştırmacıları, kalıntılar üzerindeki şekil ve yazıları çözmeye çalışıyor.

11

KAYIP KITA ATLANTİS

Baltık Denizi’nde bulunan kalıntıların yaklaşık 9 bin yıl önceye ait olması akıllara kayıp kıta Atlantis efsanesini getiriyor. Platon, Atlantis’i “Herkül Sütunları’nın ötesinde” yer alan, Batı Avrupa ve Afrika’nın birçok kısmını fetheden ve Solon’un zamanından 9 bin yıl önce (yaklaşık M.Ö. 9500) Atina’yı fethetmeye çalışan, ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlık olarak niteliyor. Refah içinde yaşadıkları ve teknolojik olarak ileri bir seviyede oldukları iddiası birçok tarihi kayıtta geçen Atlantis efsanesinin gerçekten var olup olmadığı hiç bir zaman kanıtlanamadı ve kalıntıları bulunamadı.