Bir okyanus kadar su kaybeden komşumuz: Mars

Bilim insanları üç teleskop kullanarak inceledikleri Mars’ın antik okyanusuna dair yeni sonuçlara ulaştı.

Bilim insanları, bir zamanlar Mars üzerinde Atlas Okyanusu’ndan daha büyük ilkel bir okyanus bulunduğunu, içerdiği su miktarının Dünya’nın Kuzey Kutbu Okyanusu’ndan daha fazla olduğunu bildirdi.

Avrupa Güney Gözlemevi (ESO)’dan yapılan açıklamaya göre, uluslararası bir gökbilimci ekibi, gezegenin atmosferindeki farklı bölgelerin içerdiği su miktarının özelliklerini incelemek için Şili’deki VLT (Çok Büyük Teleskop) ile birlikte W. M. Keck Gözlemevi ve NASA Kırmızı-ötesi Teleskop Tesisi’ni kullandı.

Araştırma sonuçlarına göre, yaklaşık 4 milyar yıl önce genç gezegen, tüm yüzeyini kaplamaya yetecek kadar 140 metre derinliğinde bir su tabakasına sahipti. Ancak bu sıvı neredeyse Mars’ın kuzey yarımküresinin yarısını kaplayacak bir okyanus oluşturmak üzere toplandı ve bazı bölgelerdeki derinliği 1,6 kilometreden bile fazlaydı.

ABD’nin Maryland eyaletindeki NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden araştırma lideri Geronimo Villanueva, “Araştırmamıza göre bir zamanlar Mars’ta ne kadar su bulunduğuna dair sağlam bir tahminimiz var, bunu da ne kadar suyun uzaya kaçmış olduğunu belirleyerek elde ediyoruz. Bu çalışma ile Mars’taki suyun geçmişini daha iyi anlayabileceğiz” diyor.

Artist’s impression of Mars four billion years ago
Yaklaşık 4 milyar yıl önce Mars yüzeyinin böyle göründüğü düşünülüyor (ESO)

Tahminler Mars’ın atmosferindeki birbirinden bir miktar farklı su formlarının detaylı gözlemlerine dayanıyor. Biri, iki hidrojen ve bir oksijen içeren bildiğimiz formdaki su, H2O. Diğeri ise HDO, yani yarı-ağır su, doğal bir değişimle meydana gelen, bir hidrojenin daha ağır formundaki döteryum ile yer değiştirmesi sayesinde oluşuyor.

Değişime uğrayan su daha normalinden daha ağır olduğundan, buharlaşma nedeniyle uzaya kaçması daha zor gerçekleşiyor. Bu nedenle, gezegenden kaybolan normal su miktarı arttıkça, kalan su içerisindeki HDO oranı da artmış oluyor.

Araştırmacılar iki türdeki suyun kimyasal izlerini, yukarıda zikrettiğimiz üç gelişmiş teleskobun ileri teknoloji içeren yöntemlerini kullanarak ayırt edebildiler. HDO ile H2O oranlarını karşılaştıran bilim insanları HDO’nun artış miktarını ölçerek, uzaya kaçan normal su miktarını ortaya çıkardı. Bu sayede Mars’ta daha önce bulunan su miktarı da tahmin edilmiş oldu.

Çalışmayı yürüten ekip, altı Dünya yılı boyunca (yaklaşık üç Mars yılı) H2O ve HDO dağılımlarını tekrar tekrar görüntüledi ve her birinin küresel dağılımlarını ve oranlarını fotoğrafladı. Mars’ın günümüzdeki hali bir çölü andırsa da, haritalar mevsimlik değişimleri ve mikro-iklimleri gözler önüne serdi.

Araştırma sonuçlarına göre, Mars daha önce şu anki kutup takkelerinde bulunan donmuş haldeki suyun 6,5 katından fazla su içeriyordu. Gezegende daha önce bulunan okyanusun hacmi yaklaşık olarak 20 milyon kilometre küp kadar olmalı. Bu da gezegen yüzeyinin yüzde 19’unu kaplayan eski bir okyanus demek. Karşılaştırma yapmak gerekirse, yeryüzünün yüzde 17’sini kaplayan Atlantik Okyanusu’nun oranından fazla.

Tarih boyunca insanoğlunun en çok ilgi gösterdiği gezegen olan komşumuz Mars’ın bir zamanlar Dünya gibi bilinen yaşama uygun bir yer olduğu fikri, her yeni keşif ve gözlem ile biraz daha gerçekçilik kazanıyor.

Atlantik’teki dev dalga yükseklik rekoru kırdı

Outer Hebrides adaları yakınlarındaki okyanus dalgası 6 katlı bir bina yüksekliğindeydi.

Dünya Meteoroloji Örgütü, Atlas Okyanusu’nun kuzeyindeki bir şamandıranın 19 metre yüksekliğinde dalga tespit ettiğini bildirdi. Bu da yaklaşık 6 katlı bir bina yüksekliği anlamına geliyor.

BBC’nin haberine göre, 4 Şubat 2013’te, İzlanda ve İngiltere arasındaki Outer Hebrides adaları yakınlarında, bir şamandıranın kaydettiği en büyük dalga oluştu. 19 metre yüksekliğindeki dalga, saatte 82 kilometre hızla esen fırtınada meydana geldi.

Okyanustaki şamandıraların kaydettiği bir önceki rekor, 2007 yılı Aralık ayında, yine kuzey Atlantik’te gerçekleşen 18,27 metre yüksekliğindeki dalgaya aitti. Şamandıralar, okyanusları izleyerek açık denizlerdeki meteorolojik tehlikelerin tahmin edilmesinde ve gemilerin uyarılmasında kullanılıyor.

Bununla birlikte, şamandıraların gözlemleri dışında bilinen en büyük okyanus dalgası 2000 yılında kayıtlara geçti. İskoçya’nın batı kıyıları açıklarında bir gemi, tam 29 metre yüksekliğinde dalga tespit etti.

Özellikle yılın bu dönemlerinde, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde Kanada kıyılarından itibaren İzlanda’nın güneyine ve İngiltere’nin batısına doğru çok büyük dalgalar gerçekleşiyor.

Tarihte bilinen en yüksek dalga ise bir tsunamiye aitti. 9 Temmuz 1958’de, Alaska’nın Lituya Körfezi’nde meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremin ardından 30,6 milyon metreküp kaya ve toprak denize akmış, yerleşim biriminin olmadığı körfezde 524 metre yüksekliğinde inanılmaz bir dalga oluşmuş, 5 kişi hayatını kaybetmişti.

Aşağıdaki videoda okyanuslardaki dev dalgalarla mücadele eden bazı yük gemilerinin görüntüleri yer alıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=dBJM5yV7T-M


(Bilimpro.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden ve yazarın adı belirtilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz)