En gizemli beş galaksi fotoğraflandı: Kozmik ‘havai fişekler’

Avrupa Güney Gözlemevi (ESO)’nun Şili’deki Çok Büyük Teleskobu (VLT)’yi kullanan gökbilimciler, içlerinde milyarlarca yıldız barındıran beş gizemli galaksinin renkli kozmik havai fişekleri andıran yeni görüntülerini elde etti.

Dünya’dan 55 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 4303 galaksisi. (ESO – VLT)

ESO’dan yapılan açıklamaya göre; elde edilen görüntüler galaksilerin farklı bileşenlerini ayrı renklerde göstererek gökbilimcilerin buradaki genç yıldızların ve çevrelerindeki gazın konumlarını tespit etmelerini sağladı.

Dünya’dan 45 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 4254 galaksisi. (VLT – ESO)

Gökbilimciler yıldızların gaz bulutlarında oluştuklarını biliyor, ancak yıldız oluşumunu neyin başlattığı ve bir bütün olarak galaksilerin buradaki rolü esrarını koruyor. Bu süreci anlamak için bir grup araştırmacı yerde ve uzayda konuşlu güçlü teleskopları kullanarak değişik türden yakın galaksileri gözleyerek yıldız doğumuna imkân veren farklı galaksi bölgelerini taradı.

Dünya’dan 31 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 3627 galaksisi (VLT – ESO)

Gökbilimciler yıldız oluşumunun gerçekleştiği ve gerçekleşmesinin beklendiği bölgeleri inceleyerek, yeni yıldızların doğumunu tetikleyen, hızlandıran ya da durduran etkileri daha iyi anlamaya çalışıyor. Ortaya çıkan dikkat çekici görüntüler komşu galaksilerdeki yıldız doğumevlerine renkli bir bakış açısı getirecek.

Dünya’dan 80 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 1087 galaksisi (VLT – ESO)

Araştırmaya Almanya, Heidelberg Üniversitesi’nden katılan Kathryn Kreckel, “Ortaya çıkarmak istediğimiz çok sayıda gizem var. Yıldızlar bulundukları galaksilerin özel bölgelerinde daha sık mı doğuyor — eğer öyleyse, neden? Yıldızların oluştuktan sonraki evrimleri diğer yıldız nesillerini nasıl etkiliyor?” diye soruyor.

Dünya’dan 61 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 1300 galaksisi (VLT – ESO)

Gökbilimciler, 90 yakın galaksi içindeki yaklaşık 100 bin soğuk-gaz bölgesini görüntüleyerek yakın evrendeki yıldız doğumevlerinin sıra dışı keskinlikte bir atlasını oluşturuyorlar.

Uzayın derinliklerinde gizemli ‘halka’ (Video)

Gelişmiş yer ve uzay teleskopları, her gün gözlemlenebilen evrenin karanlık derinliklerinde şaşırtıcı keşiflere imza atıyor. İnsan zihnini zorlayan, neredeyse sonsuz bir uzaklıktaki bu ışık halkası, aslında yuvamız Samanyolu’na çok benzeyen bir yıldız kümesi (galaksi).

Avrupa Güney Gözlemevi (ESO)’dan yapılan açıklamaya göre, Şili’deki ALMA Teleskobu’nu kullanan gökbilimciler, uçsuz bucaksız boşluğun görülebilen en uzak noktalarında, Samanyolu’na çok benzeyen bir galaksiyi ortaya çıkardı. ‘SPT0418-47’ adı verilen bu galaksi o kadar uzak ki, ışığının bize ulaşması 12 milyar yıldan uzun sürüyor. Araştırmacıların iddiasına göre galaksiyi evrenin yaşının sadece 1,4 milyar yıl olduğu esnada görüyoruz.

SPT0418-47’nin Samanyolu’na benzeyen en az iki özelliği bulunuyor: Dönen bir diski ve galaksi merkezi civarında çok sayıda yıldız grubunun sıkıca toplandığı bir çekirdeği. Bilinen evrenin erken tarihinde ilk kez bir galaksi çekirdeğinin görüldüğü SPT0418-47, Samanyolu’nun en uzak benzeri ünvanını elde etmiş oluyor.

SPT0418-47 gibi uzak galaksileri araştırmak, onların nasıl oluştuklarını ve büyüdüklerini anlamak için bir temel teşkil ediyor. Gördüğümüz bu galaksi o kadar uzak ki, bildiğimiz evrenin yaşı o zaman şimdiki yaşının sadece yüzde 10’u kadardı. Gökbilimciler bu nesneyi inceleyerek aslında zamanda geriye doğru bakıyor ve bebek galaksilerin tam olarak oluşmaya başladıkları zamana geri dönüyor.

Galaksiler çok uzak olduklarından bazen küçük ve sönük birer noktaya benzeyen bu nesnelerin ayrıntılı gözlemleri neredeyse en güçlü teleskoplarla bile mümkün olmuyor. ESO araştırma ekibi, bu sorunun üstesinden gelebilmek için yakın bir galaksiyi güçlü bir büyüteç gibi kullandı — kütle-çekimsel mercekleme olarak bilinen bir etki — ve bu sayede ALMA ile uzak geçmişin benzeri görülmemiş ayrıntıları elde edildi. Bu etkide, daha yakında bulunan galaksinin çekimsel etkisi uzak galaksinin ışığını bozarak bükmekte ve o nesnenin şekilsiz ve daha büyük görünmesini sağlamakta.

Kütle-çekimsel olarak merceklenen uzak galaksi, neredeyse tam hizalanmaları sayesinde yakın galaksi etrafında mükemmele yakın bir ışık halkası şeklinde görülüyor. Araştırma ekibi uzak galaksinin gerçek şeklini ve gaz hareketini ALMA verilerini kullanarak yeni bir bilgisayar modelleme yöntemi ile ortaya çıkardı. Bilim insanları, SPT0418-47’nin yeniden oluşturulan halini ilk gördüklerinde inanamadıklarını, bir define sandığı açılması gibi heyecanlandıklarını belirtiyor.

Almanya’daki Max Planck Astrofizik Enstitüsü’nden araştırmaya katılan Simona Vegetti, “Bulduğumuz şey oldukça şaşırtıcıydı; yüksek oranda yıldız oluşumu ve bu nedenle yüksek enerjili süreçlerin gerçekleştiği bir yer olmasına rağmen, SPT0418-47 erken evrende şimdiye kadar gözlenmiş olan en düzenli disk yapısına sahip. Bu hiç beklenmeyen bir sonuç ve galaksilerin nasıl geliştiklerine dair düşüncelerimiz üzerinde önemli etkileri olacak. Her ne kadar SPT0418-47 bugün gördüğümüz sarmal galaksilere benzer disk ve diğer özellikleri olsa da, Samanyolu’ndan çok farklı bir yıldız kümesine dönüşebilir” diyor.

Bu beklenmedik keşif, bilinen erken evrenin bir zamanlar inanıldığı gibi kaotik olmayabileceğini ima ediyor. Büyük Patlama’dan bu kadar kısa bir süre sonra böyle düzenli bir galaksinin nasıl oluşabileceğine dair birçok soruyu da gündeme getiriyor.

ESO’nun diğer teleskoplarının da katılacağı yeni gözlemlerle bu ‘bebek’ galaksilerin gerçekte ne kadar yaygın oldukları ve tahminlerden daha az kaotik olup olmadıkları ortaya çıkarılacak.

İşte yılın en iyi uzay fotoğrafları

Gökbilimciler, 2016 yılı boyunca eşsiz güzellikte galaksi, nebula ve yıldız fotoğrafları elde etti.

Yer ve uzay teleskopları ile 2016 yılı boyunca büyüleyici güzellikte fotoğraflar çekildi. Galaksilerden yıldızlara ve süpernovalara, birbirinden renkli gaz bulutlarından gizemli nebulalara kadar birçok gökcismi görüntülenerek araştırmalara konu oldu. Wired dergisinin haberine göre, işte o büyüleyici manzaralardan bazıları:

bsp_054
Dünya’dan 20 bin ışık yılı uzaktaki yıldız kümesi (Chandra X-Ray Teleskobu)

spow_001
Cassiopeia Takımyıldızı’ndaki Kalp ve Ruh nebulaları (NASA)

bsp_061
Yeni doğan bir yıldız ve gazdan oluşan ‘pelerini’ (Hubble Uzay Teleskobu)

bsp_057
Orion Nebulası (Şili VLT Teleskobu)

spow16_011
Çarpışan galaksilerin oluşturduğu MACS J0416 bölgesi

bsp_056
LHA 120-N55 Nebulası (Şili’deki VLT Teleskobu)

sat
Satürn’ün halkaları (NASA)

bsp_058
Orion Takımyıldızı’ndaki yıldız oluşum bölgesi Messier 78 (ESO)

benisec
Ölmekte olan bir yıldız ve çevresine yaydığı gaz (Hubble Uzay Teleskobu)

bsp_0466
Yıldız kümesi R136 (Hubble Uzay Teleskobu)

spow16_0188
Birleşen galaksi kümeleri (NASA)

spow16_0166
Alpha Centauri A ve B yıldızları (NASA)

spow16_0022
6500 ışık yılı uzakta patlayan bir yıldızın kalbi (NASA)

bsp_0633
Süpernova patlaması RCW 103 (NASA)

spow16_0200
NGC 362 yıldız kümesi (Hubble Uzay Teleskobu)

spow16_0144
Hidrojenden oluşan Smith Bulutu (Hubble Uzay Teleskobu)

Dazzling diamonds of Trumpler 14
Yıldız kümesi Trumpler 13 (NASA/ESA)

bsp_066
HD 44179 yıldızı (ESA)

spow16_0088
Yıldız fabrikası NGC 1569 (Hubble Uzay Teleskobu)

bsp_0599
Galaksi kümesi Abell S1063 (NASA/ESA)

spow16_0155
NGC 5195 galaksisi (NASA)

bsp_0555
Gaz ile çevrili HD 97300 yıldızı (ESA)

bsp_0488
Yengeç Nebulası’nın derinlikleri (NASA/ESA)

spow16_0299
300 milyon ışık yılı uzaktaki MCG+07-33-027 galaksisi (Hubble Uzay Teleskobu)

spow16_0311
Örümcek Nebulası (NASA)