Küresel ısınmanın sebep olduğu iklim değişikliğinin en çok hissedildiği Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’de kuraklık ve su sıkıntısı her geçen yıl artıyor. Uzmanlara göre, önlem alınmazsa Türkiye 20 yıl içinde ‘su fakiri’ bir ülke olacak.
Deutsche Welle’den Aram Ekin Duran’a konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, kış aylarının şimdi olduğu gibi kurak geçmesinin yaz kuraklığından daha büyük bir tehlike olduğunu belirtti. Pek çok tarım ürününün büyümesi ve su havzalarının dolması için yağışların bu dönemde olması gerektiğini kaydeden Kadıoğlu, “Türkiye şu anda su stresi yaşayan bir ülke. Sürekli susuz kalma korkusuyla yaşıyoruz. 1990’da 3 bin metreküp civarında olan kişi başına su miktarı, 2030-2040’lardan itibaren 700 metreküpe kadar gerileyecek. Dolayısıyla Türkiye resmen su fakiri bir ülke haline gelecek” dedi.
Dünya Bankası’nın yaptığı bir çalışmada, Türkiye’de şu an yaklaşık 1500 metreküp olan kişi başına düşen su miktarının 2030’da 1100 metreküplere düşeceği, 2040’larda ise 700 metreküplere kadar gerileyebileceği öngörülüyor. Uluslararası normlara göre, kişi başına 2 bin metreküpün altındaki ülkeler için ‘su azlığı’, bin metreküpün altındaki ülkeler ise ‘su fakirliği’ tanımı yapılıyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye İklim ve Enerji Yönetmeni Mustafa Berke ise, Türkiye’de en son 2007-2008’de oldukça kurak bir dönem yaşandığını hatırlatarak, “Son 12 aya baktığımızda da yağışların mevsim ortalamalarının oldukça altına düştüğünü görüyoruz. Özellikle Ankara’nın doğusunda neredeyse her yere sirayet eden bir kuraklık söz konusu. Türkiye geniş Akdeniz havzasının bir parçası. Bu havza dünyada iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeler arasında yer alıyor. Dolayısıyla yakın gelecekte toplam yağış miktarında azalma ile birlikte, yağış rejiminde değişim yani kar yağışının azalması ve dönemsel aşırı yağışlarla sel tehlikesinin artması ve sıcaklıkların artması gibi gelişmeler bekleniyor” diye konuştu.
Berke, kuraklığa karşı alması gereken önlemleri şöyle sıralıyor: “Türkiye’nin enerji politikalarını, kentleşme stratejilerini ve tarımsal üretim yöntemlerini yeni döneme uygun hâle getirmesi gerekiyor. Özellikle gelecekteki su bütçemizi şimdiden hesaplamak zorundayız. Su kullanımı ve sulama teknikleri konusunda çok ciddi bir eğitim verilmesi gerekiyor. Bunu başaramazsak tarımsal üretimimiz büyük zarar görebilir.”